Transfermakt sitesi yeni bir format ile yeni bilgiler yayınlamaya başlamış.

Misal sen siteden "Hugo Almeida" diye ararsan sayfanın altında sana piyasada olan TÜM EMSAL oyuncuları sıralıyor.

3 aydır Türk gazetelerinde büyük "MANAJER BOMBALARI" olarak hep aynı isimler dolanıyor.

Outlet mağazaların Pazar gazetelerinde eklere verdiği reklamlar misali.

Biz hani DORTMUND modeli Jürgen Klopp yapacaktık?

Avrupa'nın muhtelif şehirlerinde Outlet mağazasından %40 indirimli GUCCİ "çeket" arıyoruz, mor, sarı, turuncu fark etmez. 

Lan oğlum kapı kapı aramanıza gerek yok, Transfermarkt' ta yazıyor, cep telefonu diye bişeyde var, temsilci belli, ara sor, söylesinler.

Kapı kapı gezip hem şahsi reklam, hem camiaya utanç ve rezillik çıkarmanın alemi ne?

Bak transfermarkt'ta emsal oyuncular listesinde yazan isimler şöyle :

Papiss cisse, Batefemi Gomis, Vedad ibisevic, Dame N'Doye, Gignac, Matri, Steven Fletcher, Wanderson, Bacca, Kalou, Shane Long ve Hugo Almeida.

Haaa şimdi sen Almeida'yı beğenmiyorsan bunları da pek beğenmezsin şimdiden açık ve seçik olarak ifade edeyim.

Adı üzerinde EMSAL bunlar.

Diyelim emsal, o zaman niye maaşı Almeida'dan ucuz olsun?

Yok zaten çoğuna 9-10 milyon bonservis kimine 3-4 imza parası bile gerekiyor.

Daha iyisi diyorsan, o oyuncular ayrı sayfada başkalarıyla emsal.

O zaman niye KAPI KAPI dolaşıp , kendinizi rezil ediyorsunuz?

Piyasada oluru olan ürünler ve fiyatları belli.

Neyin peşindesiniz??

RÜZGAR SAĞNAK

Başarısız Beşiktaş Yöneticilerinin can simidi her zaman Ömer Güvenç ağabeyleri olmuştur.

Sportif başarısızlıkta, başarısız yönetici kendini hangi konuda başarılı görüyorsa Ömer ağabey ona göre bir mizansen kurar.

Kimine Olcay Şahan milli takım forması kimine stat sahnesi.

Bakın kardeşlerim, yazdığımız muhalefetler sürekli ve bilinçli olarak elma-armut şeklinde karıştırılıyorki ALGI bulansın.

Beşiktaş bir futbol TİCARETHANESİDİR, sermayesi ise BAŞARIDIR, oyuncudur, kupadır,taraftardır.

Keşke Biliç ile Özen'i dinlemeyip 10 milyon Euro'ya Fernandes'i satsaydım diyor Başkan; yani 32.000.000 TL.

Evet ikinci olmalıydık diyor Başkan; yani 20 milyon Euro; 64.000.000 TL

Evet transferlerde hata yaptık diyor Başkan; yani hadi 10 milyon Euroluk kısmı desek; 32.000.000 TL

TOPLAM 128 milyon TL olası gelir ZARARI yapmış bir ekip var.

Stat önünde röportaj veriyorsun, harcanan para 60 milyon TL bile değil, faydanın 2 katı ZARAR yapmışsınız.

Şimdi İSTİKRAR adına NEYİ savunuyorsunuz?

Transferi BEN yapacağım diyorsun Başkan.

Hani laz müteahittin ve anlamazdın?

Bu anlattığınız DEMİRÖREN olayının ta kendisidir.

2 ile çarp EXCEL dosyası alacak listesine YAZ.

Cenk Tosun ile ilk uygulama yapıldı.

Muhtemelen Sefa Yılmaz sırada.

Üzerine bir ERGEN MIKNATISI cilası attımıydı, kim tutar sizi.

Sonra bir kısım hibe, bir kısım sponsorluk, bir kısım nakit size de öderiz.

Sistem belli olmuş anlaşılan.

Allah sizin de yolunuzu açık etsin.

Ramazanda Ömer abiyle iftarı açarken aman Slaven'i de çağırın, bir zeytin - su sahnesiyle "adamın dibi" kupasını Beşiktaş kazanır.

RÜZGAR SAĞNAK

Bu yazacaklarımı kesinlikle "hakir görme" maksadı ile yazmıyorum, basit bir tespit sadece.

3 futbol yöneticisi var; biri Hollanda 'da tencere satışı işi yapıyor, diğeri servis işletmecisi, öbürü ne iş yapıyor bilmiyorum "cemiyetçi".

Başkan'ın kendisi ben laz müteahitim bu işlerden anlamam diyor zaten.

2.5 yıldır aldıkları ortada , herhalde toplasan en az 20 oyuncudan bahsediyoruz.

Önder Özen sağda solda ben karar vermiyorum, kimse beni dinlemiyor mealinden bir çok arkadaşımıza şikayet etmiş zaten.

Gökhan Töre ve Motta kiralamalarından başka malesef onun da somut bir katkısı ve tecrübesi yok.

Slaven Biliç 'e göre zaten öndeki 20 metrede YARATICILIK sorunundan başka hiçbir sorun yokmuş.

Yani 1 Diego'su olsa herşey mükemmel, herşey süper tek orası eksik.

Öyle mi?

O zaman ver parası neyse al Diego'yu ve transferi kapat.

Madem tek sorunun bu, al ve bitir, kaç paraysa o paraya. 

Cenk Tosun'a 1.7 milyon Euro vermek ne demek?

Bu kadar para benim santraforum bu olacak demek.

Tamam o zaman, madem verdin parayı, madem hepiniz hem fikirsiniz oyna Cenk ile.

Büyük para verip Ömer almadınız mı? Al o da ikinci santrafor.

Milli takım santraforu Pektemek değil mi? Al o da üçüncüsü.

Zaten 4-2-3-1 oynuyorsun, altı üstü 1 adam oynatabiliyorsun.

x x x x x

Bugün Beşiktaş'ta kim Pedro'dan veya Oğuzhan'dan şikayetçi?

Mükemmel oyuncular var dünyanın 4 bir yanında, madem siz 3. oluyorsunuz ve memnunsunuz o zaman bari takım kurun.

Aynı bunlar gibi genç, aç, önü açık, yerli yabancı fark etmez.

Niye ERGEN psikolojisi üzerine MIKNATIS arıyorsunuz?

Niye Beşiktaş 4-5 milyon bonservis verip 500-600 maaşa 23-24 yaşında bomba gibi aç oyuncular değilde ismini SİZİN BİLE bilebileceğiniz 30+ markalar peşinde?

Statın bu sezon başı açılmayacağını 5 yaşındaki çocuklar bile tahmin edebilir.

Bu neyin kafası?

Ergen Mıknatısı sizleri YAZ TATİLİ boyunca korur, ama sezon başlar ve hakikat kapısına gelirsin.

CL ön elemesinde anya mı konya mı anlarsın.

Peki sonra ne yapacaksın?

Geriye ne kalacak?

x x x x x

Kaldı ki genç oyuncu bile alsanız, SİZİN SEÇİMLERİNİZE kim itibar edecek?

Süzen, Kurumuş, Mami, Hasan Türk, Erkan Kaş, Frei, Şişman, Tosun...

Almak için öldüğünüz ama alamadığınız isimleri de gördük.

Veysel Sarı mı iyi, Tarık Çamdal mı?

Sefa'nın sağbekde ne fark yaratacağı konusunda kim yorum yapabilir?

Bu takımda oynayan adamların HİÇ BİRİ bu Futbol Yönetimi ekibin seçimi değildir, BU EKİBE RAĞMEN alınmış adamlardır.

Bu ekibin muhalefetini aşıp tesadüfen alınmış adamlardır.

x x x x x

İşe yok arama tarama, Dortmund modeli diye çıkıp, Klopp filan isimlerini telafuz eden bir hocayla 30+ yaşında ERGEN MIKNATISI kovalamak.

Pess ve insaf...

Biliç'in aldığı puanı veya attığı gol sayısını, kucağına düşen CL sıralamasını geri iade edişini filan yazmak bile istemiyorum.

Basit bir sorum var yaw..

Biliç bu takıma NE KATMIŞ?

Samet Aybaba bile Güvenç abisine en azından sürekli Olcay Şahan programı yaptırıyordu.

Lafa Olcay Şahan ile başlayıp onunla bitiriyordu.

Soruyorum, basit bir soru, gerek Slaven Biliç gerek Önder Özen; Beşiktaş'a hangi TAPULU katma değeri yaratmış?

Mesela Fikret Demirer : Ben Pedro'yu buldum diyorsa, kabul ediyorum..

Peki Biliç ne katmış? Önder Özen ne katmış?

İşin para kısmını konuşmuyorum bile, o kısım bu analizde mühim değil.

Kariyeri boyunca Beşiktaş'ta oynaması mümkün bile olmayan adamlar yanında 31 yaşındaki Atiba ve yine o yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim Eneramo mu?

Katma değer bu değildir.

2.5 yıl oldu arama, tarama, scout yalanları ile en az 10 kişi masraf edip ekmek yiyor, tek somut netice Pedro.

Gönüllü ekip en az 30 tane bana göre MÜKEMMEL isim raporlamış, ilgilenen yok.

Ve üçüncü olduğumuz, sıfır kupalı ve sıfır derbi galibiyetli bir sezon sonunda biz yine yok Diego, yok Van Der Vaart, yok cart, yok curt, bir tane ERGEN MIKNATISI adam arıyoruz.

Bir adam gelecek ve son 20 metredeki sorunları çözecek ve herşey çok güzel olacak.

Çünkü tek sorun bu.

Diğer ilgili herkes çok iyi, süper işinin ustası, tecrübeli, bilgili ve aynı zamanda adamın dibi.

Tek sorun son 20 metrede yaratıcılık sorununu çözecek usta bir Ergen Mıknatısı.

Ergen Mıknatısı imzalıyacak, tüm yönetim de adamın dibi mertebesine yükselecek.

İmzalayacaklar, büyük oyuncu ya gelicek, babanın işi bu ya, Sivas deplasmanında salya sümük stoper arkasında yapacak ve seneye 3 yemeyeceğiz Sivas deplasmanında.

Biz 3 atacağız artık.

Küme düşen Antalya'ya da yenilmeyeceğiz , önde olduğumuz derbileri de artık vermeyeceğiz.

Bu mu plan?

Yolunuz açık olsun, ne diyeyim?

RÜZGAR SAĞNAK

Beşiktaş sportif hedefini sadece 1 hata, sadece 1 maç, sadece 1 pozisyon, sadece 1 yanlış transferle kaçırmadı.

Herşey her açıdan mükemmel giderken, FB cezalı, GS bu kadar kötüyken, tarihin en kurak ve sıcak mevsimi yaşanırken.

Şans defalarca gelmiş ve hatta kucağına oturmuşken.

Bitime 4 hafta kala Kasımpaşa'dan 4 yemiş rakibinin 2 puan ve 1 oynanmamış maç önündeyken.

Her hafta ayrı bir YÖNETİM HATASI yapılmıştır, bazen saha içinde, bazen, yönetimde, bazen transferde, bazen söylemde.

2 kavga, 1 bıçaklama, 1 kurşunlama;

En az 5 yanlış hele 3 tanesi herkesin,tüm camianın yapma diye yalvardığı transfer.

R10 fiyaskoları, FB şampiyonluk kutlamaları, son dakika verdiğin oyuncudan yediğin gol, son dakika verdiğin diğer maçlar.

Almadığın adamlar, aldıklarının durumu, verdiğin paralar.

HERKES ve HER ŞEKİLDE sorumludur, Futbol Yönetime TOPLAM olarak kötüdür.

x x x x x x

Herkes benin Sayın Başkan'ı özellikle beğendiğimi bilir, stat konusunda ve elini taşın altına sokmuş olmasına saygım büyüktür.

Verdiği emeklerin karşılığını almasını ve "açıkca yazmak gerekirse" Adnan Polat'ın durumuna düşmemesini can-ı gönülden isterim.

Ama döngü acımasızdır ve biz ne desek, biz ne yapsak bu tip şeyler hep olacağına varır.

Diyorum ki; Sayın Başkan, bu futbol yönetimi organizasyonunuzdan BAŞARI çıkmayacağı için, bu olumsuzluk sonunda SİZE patlar.

2 somut Alternatif vardır

1- Sezon sonu seçim yapıp, Futbol Yönetimi kadronuzu yenileyiniz ve ya parası olan, ya işi bilen insanlara emanet ediniz.

Hem bu şekilde güven tazelemiş olur, demokratik olarak her türlü muhalif düşünceye bir şans daha verip uzlaşabilirsiniz. Seçim sonrası teknik ekiple aynen devam edebilir veya küçük değişiklerle, Beşiktaşlı bir yüzle temiz bir sayfa açabilirsiniz.

2- Sayın Önder Özen, Slaven Biliç yerine Futbol Yönetimini tamamen by-pass edecek, LUCESCU gibi bir ismi göreve getirsin. Boşuna transfere değil, garanti kazanılacak PUANA yatırım yapınız.

Maalesef üçüncü ve İŞLEYECEK alternatif yoktur.

Yoksa yaz geçer insanlar unutur, sezon başlar ve altıncı hafta aynı teraneler baştan başlar.

En mutlu gün, en tehlikeli hali alır.

Samimi olan bu satırlarıma itibar ediniz ve herşeyin iyi olmasını istediğimden şüphe etmeyiniz.

RÜZGAR SAĞNAK

İlk devrenin tam ortası, yani 7. hafta sonunda GS'ye mağlup olmamıza rağmen 5 puan önündeyiz.

Terim gitmiş, adamlar 3 kulvar oynayacaklar ve her yönden çok sorunlular.

Ta işi oralarda kırıp bitirme imkanı var, ancak onlar puan kaybettikçe biz de kaybediyoruz.

Fernandes meselesi kanarken takım tepe aşağı düşüşte, Sivas-Kasımpaşa-Gençler, 17. hafta önümüze geçiyorlar.

Bize 1-2 adam lazım burası net; Toivonnen diye şapkadan tavşan bir isim var.

Santrafor oynar, 10 numara oynar, kanat oynar, Atiba'nın takım arkadaşı, aman koş gel burası çok güzel referansı almış.

Bu Almeida'nın durumu belli değil,güven olmaz, Fernandes zaten malum, Holosko sakat, her türlü bu adama ihtiyacımız var dedik.

Gelin bir bunu alalım bir box-to-box alalım saha içi matematiğimiz düzelsin istedik.

Net olarak yazıyorum, Önder Özen de bunu destekledi.

Toivonnen ile görüştü anlaştı, Jones işini pişirdi.

Fakat Biliç itiraz etti, öncelikle Toivonnen'in aradığı adam olmadığını, box-to-box'a HİÇ ihtiyacı olmadığını ve tek ihtiyacının 1 stoper olduğunu belirtti.

Antalya'da Terim ile görüştüğünü ve DANY' nin alınması gerektiği yolunda diretti.

Özen Dany işine ancak Jones'un alınmasına onay vermesi koşuluyla razı geleceğini söyleyip adeta pazarlıkla Jones'u yaptı.

Bakın kardeşlerim, Dany'nin durumu ortada, HİÇ ihtiyacım yok dediği box-to-box Jones ise sakat olmadığı HER MAÇTA oynadı.

Toivonnen'in gittiği yerdeki performansını zaten biliyorsunuz.

Defalarca ikinci olacağımız kırılma maçları kazanılamadı.

Ama nihayetinde öne geçtik.

Eneramo'nun 90+'da bize gol atmaya CÜRRET etmiş olması inanılmaz bir YÖNETİM zaafiyetidir.

Konya maçında faul olduğu an o sahaya girmemek, maçı babalamamak, büyük KENAR YÖNETİMİ zafiyetleridir.

Necip'i sahaya alma yanlışına girmiyorum bile.

Bu iş daha oralarda HERŞEYE RAĞMEN bitmişti, bitebilirdi.

Ama affedemediğim şudur, GS evinde KASIMPAŞA'dan 4 yemiş, 2 puan ve oynanmamış 1 maç ÖNDESİN

FB şampiyonluğu nerdeyse garantilemiş, 5 adamın ceza sınırında ve haftaya Sivas deplasmanındasın.

Tek yapman gereken şeyler ; KART GÖRME, SAKATLANMA, YENİLME, EVİNE GİT UYU ve Sivas maçına hazırlan.

Bu kadar...

3 ay sonra ŞAMPİYONLAR LİGİ bayrağı yeni statında sallanırken, 60 milyon TL gelir alacaklılarını mutlu etsin.

Stat, para, itibar ve takip edecek transfer avantajı HERŞEY.

Yok aga.

Yok...

5 cezalı, 1 sakat, 1 kurşun ile o geceyi geçiriyorsun.

Hoca nerde? SD nerde? Yönetim nerde?

Bu ne?

Diego Ribas gelse ne olacak?

Sen sehpanın önünde vazoyu koyarken düşüp kırabildikten sonra, oyuncu alsan ne olur, almasan ne olur?

Stat açsan ne olur, açmasan ne olur?

Bu zihniyet ve organizasyon devam ettiği müddetçe Beşiktaş'ın SPORTİF BAŞARI yakalaması hayaldir.

Çünkü sorun takım veya oyuncu kalitesinden ziyade, kimlerin alınmak istenip, istenmemesi ve alınanların her türlü yönetilmesi sorunudur.

Mevcut futbol yönetiminin toplamı 360 derece bir bakış açısına yaklaşmaktan bile uzaktır.

Yarışan ve KAZANAN bir bilgi ve tecrübe birikimi malesef bu ekipte yoktur ve kısa vadede olması "bilimsel olarak"mümkün değildir.

Değişiklik elzemdir.

Kim? Neden? Nasıl? konusunu sonraki yazımda belirteceğim, ama önceliğin bir SEÇİM ile Başkan'ın hem ekibini düzenleyip, güven tazeleyip, ya bilgili ya paralı isimleri ekibe katmak olduğunu belirtmeliyim.

Mevcut ekiple yapılacak YATIRIMLARIN adresi bellidir : ÇÖP!

RÜZGAR SAĞNAK

Şimdi gelelim saha içi sportif değerlendirmelere, ancak başlamadan önce önemli bir detay daha var : TORAMAN

Kardeşim, Toraman bu takımın kaptanı, 10 yıldır bizle, hepimiz severiz, yürekli, tecrübeli, yakışıklı, düzgün çocuktur.

Topçuluğunu beğenirsin, beğenmezsin, kontratı bitmiş. İstemiyor musun? Yolla...

Yok uzattın mı? Beni ilgilendirmez kim uzattı, neden uzattı, nasıl uzattı.

O zaman o çocuk benim KAPTANIMDIR.

Bu ligin kendine göre saha içi usulleri vardır, şekli vardır, tecrübe ister. Toraman işte o adamdır.

Lige fırtına gibi girmişsin herşey mükemmel.

Stat problemimiz var diyorsun, Olimpiyat Statı 40-50-60 bin, derken 100+ Türkiye Rekoru.

Neticede 500 milyonluk ultra modern bir tesis, hava yaz, rüzgar yok, yağmur yok, çamur yok.

Bu neyin bahanesi??

Tutturmuşsunuz bir MAMİ, zart zurt adam her maça hamle oyuncusu olarak giriyor.

Şimdi nerde??

Gelmişsin GS maçına 100 bin kişi önünde HİÇBİR büyük hoca önde olduğu maçı vermez.

Koyarsın Toraman'ı, çıkarırsın kavga, iki kırmızı ve o maç biter, usul budur.

Sen çaylak koyuyorsun.

Maçta olacak komplolar artık adli TAPELERE bile yansıdı, yönetim olarak haberin bile yok, önlem almamışsın.

Taraftar sahipsiz...

Hadi olan oldu, peki niye ertesi hafta küme düşen Antalya'ya yenilirsin? Bunun izahı ne?

Sonra Fenerbahçe maçı yine aynı zihniyet hatası, yine ÇAYLAK oyuncu sokup önde olduğun maçı tutamamak.

Bir türlü Mami-Necip-Frei tipi orta saha kurgularının HİÇBİR Süperlig maçını yapamayacağını anlayamamak.

Hele BUCA elenmesi??

Ne Süperlig'i? Bu oyuncular ile Buca'yı bile yenemeyeceğini anlayamamak ve uzun süre YAPARIM iddiasında bulunmak.

Buca'ya elenmenin BAHANESİ ne imiş? Biri onu da anlatsın.

Geldik Sezer - Toraman kavgasına.

Daha topa dokunmamış adam, kaptana posta koyuyor ve sen KAPTANI koruyacağına, ikisinin biletini kesiyorsun.

Toraman stoper oynar, sağbek oynar, orta saha oynar, gol atar, yürek koyar, her türlü lazım ve faydalı bir adam.

Sezer kim? Bana ne Sezer'den? Burası adalet mahkemesi değil, yarışan bir profesyonel futbol takımı.

Ve biz hala DANY'i stoper diye alıp, bugün bile Necip-Jones'u stoper diye oynatıyoruz.

Söyleyin bana, bu mu planlama? bu mu vizyon? bu mu futbol yönetimi?

RÜZGAR SAĞNAK

Şimdi geldik en fahiş futbol yönetimi hatasına.

Malum takımda kontatı biten iki yıldız oyuncu Fernandes ve Almeida.

Sezon başında yalvardık; Beyler bu adamları ya satın ya uzatın.

Profesyonel futbol acımasız bir sektördür, kontratı sona eren oyuncular için 3 ihtimal vardır.

Ya uzatacak, Ya satacan, Ya kadro dışı bırakacan...

Dördüncü ihtimal yoktur.

Fernades için somut olarak 10 milyon EURO teklif edildi ve TÜM Futbol Yönetimi satmadı.

30 Milyon TL'ye tekabül edecek bip para ile, en azından Almeida'nın kontratı uzatılabilirdi.

Malum bu adamlar kontratsız oynamazlar, oynasalar bile tekmeye kafa koymazlar.

Süperlig'de tekmeye kafa koymadan fark yaratamazsın.

Fernandes'in satışından kazanılacak para haricinde oyuncunun küsmesinin zararı da cabası olmuştur.

Biliç ve Özen, uzatmasalar bile iki oyuncunun sezon sonuna kadar takıma katkı yapacağını defalarca belirtmiştir.

Sahip çıkmıştır, naif davranmıştır.

Sırtını sıvazlayarak adamı oynatacaklarına samimiyetle inanmışlardır.

Algı yanılgısı olmaması için tekrar altını çizmek istiyorum.

Fernandes meselesi A-Z' ye , yani teknik ekip dahil, bir FİYASKODUR.

Hem maddi, hem sportif, hem manevi zarar vermiştir. 

Önümüzdeki bölümde saha içi mevzularıyla devam edeceğiz...

RÜZGAR SAĞNAK

Geldik Atiba transferine.

Bu konu çok spekülasyona açık olduğu için şimdi değil, lig bittikten sonra yazacağım.

Hani Önder Özen'in yazın bunalıma girdim, bir ara koptum diye televizyonlarda anlattığı hikaye budur.

Kronolojik olarak devam edelim.

Hilbert yollanırken, şöyle bir argüman kullanıldı ; Biz bu adamın 5 gol 10 asist yaptığını biliyoruz.

Ama sağ tarafa Türk oyuncu var, fakat sol tarafa yok, bu nedenle biz sağa Türk alıp sola Hilbertvari bir adam alacağız.

Eyvallah! İtiraz edecek birşey yok.

Kim var sol tarafa böyle 5 gol 10 asist yapacak türden diye adam bakarken üzerine cila gibi İsmail yine sakatlandı.

Hani kontenjandan kiralık adam bakalım derken aslında o gün tapusuyla bir adam almak gerekliliği netleşmişti.

Büttner ve Holebes piyasada mevcut olan 2 alternatifti.

Ancak Büttner bazı nedenlerden HAYALİ, Holebas ise GERÇEKÇİ alternatifti.

Herkes hem fikir oldu, resmi teklif bile yapıldı.

2 milyon bonservis 4 taksitle ödenecek, Holebas ise 700 bin Euro maaş alacaktı.

Ancak gerçekleşme aşamasında "paramız yok" bu yüzden biz kiralık adama mecburuz denilip Motta getirildi.

Motta kötü mü?

Hayır...

Ama ARANAN tarif Motta değildi, bize 5 gol 10 asist yapabilecek, Canervari bir profil lazımdı.

Farkı yaratacak YATIRIM noktası bu idi.

Motta geldi ve PARA YOK diyen yönetim ertesi gün, son gece, son dakika (aynı Cenk gibi) 3.2 milyon EURO bonservis ve 900 bin Euro garanti maaştan başlayıp 1.2 milyona kadar çıkacak şekilde KERİM FREİ aldı.

Devam edeceğiz...

RÜZGAR SAĞNAK

Olmuş ile ölmüşe çare yoktur derler, Kıran gitti, seçim oldu ve Önder Özen geldi.

Önder Özen'in taraftar üzerindeki yüksek algısı, kulüp için çok faydalı oldu, vakit kazandırdı.

Tahmin ettiğim gibi bu liste KİMSE TARAFINDAN beğenilmedi, ATİBA'ya 3 kez scout gitti ve beğenmedi.

Hilbert ortak karar ile yollandı.

Çare tükenmez, peki madem Atiba'yı beğenmiyorsunuz Süperlig'de çok somut istatistiği olan Holmen var dedik.

Kıran döneminde 900 bin Euro maaşa yine bedavaya anlaşıldı dedik.

Kontenjen kartı sürekli oynandı; sanki lig boyunca kaç kez 6 yabancı ile sahaya çıktın ki?

Tüm somut veriler ortada.

Yola Prosinecki ile çıkıldı, Kayseri ile fiyasko lakırdılar ve tantanalar yaşandı, TESADÜFEN hikaye BİLİÇ'e bağlandı. 

Planlanmış bir hamle değil, şansa şapkadan çıkmış bir tavşandı Biliç.

Büyük tesadüf neticesi en azından adamın kimyası %100 uygundu ve tuttu.

Ligin son haftasını yarış içinde bulmamızın ELBETTE en büyük nedeni budur, Biliç'e bu sebeple kredi veriyorum.

Tüm camianın ortak sesle itiraz ettiği Sezer transferi hem 1.5 milyon bonservis hem yüksek garanti maaşla yapıldı.

Biliç'in ilk talebi Eneramo oldu.

Yaw nerden görmüş? Nerden biliyor? Şanlı Beşiktaş Kulübüne bu saaten sonra Anadolu takımından yabancı oyuncu alınmaz.

Algı beğenmez, yavan olur, sıkıntı olur, gerek yok.

O ayar illa zebullah tipli adam lazımsa buluruz bir yerden dedik.

Fransa'dan vardı o paralara hem genç, hem ilerde satabileceğin türde somut isimler.

Onlara da baktılar, hiç birini beğenmediler, hepsi şimdi bir yerlerde oynayan adamlardır, isimlere gerek yok.

Kimi beğeniyorsunuz dedik BONNY dediler.

Tamam biz de beğeniyoruz, ıvır kıvır adamlara para harcamayın, gidin parası neyse basın, alın gelin dedik.

Türk HAMLE oyuncusu lazım dediler, HAKLISIN, bravo çok iyi tespit yapmışsınız, TÖRE ve ŞİŞMAN tekliflerine gayet iyi fikirler dedik.

Şişman gereksiz pahalı bir isimdi belki ama kağıt üzerinde SOMUT bir mantığı vardı.

Sonra bir baktık meğer Eneramo bedava diye 1 milyon imza parası da istiyormuş.

Ha bir de hafif kalp problemi varmış.

Ameliyet masası cabası.

Neyin kafasıdır bu?

RÜZGAR SAĞNAK

360 derece kursumuzu final haftasında dev bir yazı dizisiyle tamamlıyoruz.

Bütün sezon neler konuştuğumuzu ve neler yapıldığını KRONOLOJİK olarak hatırlayalım

Bu senenin planlaması bizim için geçen sene bu aylarda başlamış ve Sevgili Tamer Kıran'a bir mektup yazmıştım.

Sağolsun,itibar etti, sonra oturup üzerine konuşup tartışmıştık.

İlk iş PLANLAMA'dır...

İlk iş KADRO matematiğini MEVCUT olan ve BEDAVA olan adamlarla düzeltip, parayı ilk 11 güçlendirmesine saklamaktır.

Şunu yazdın; Lütfen gurur meselesi yapmayın ve HILBERT'i tutun, daha iyisini daha ucuza bulamayacaksınız, baktım yok, imkansız.

HILBERT'i tutun.

Serkan Balcı ile yedekleyin (kontenjan sorunlu maçlarda ve sakat, cezalı durumlarda o oynar), herhalde 500 bin EURO maaşa uçup gelecekti.

Kadir Belmezci diye orta sahaya bir adam var, onu da yine 500 bine kontratlayın, bedava.

İkinci santrafor pozisyonuna BIANCHI diye bir adam var, bedava, İtalyan, kaptan, yakışıklı, tecrübeli.

Eneramo maaşına.

Bilet bile satar.

Ve 1 tane şapkadan tavşan bulduk, adı ATİBA, bu da BEDAVA ve sadece 800 bin maaşa, çok atletik, şerefli, büyük takım oyuncusu.

Önce BEDAVAYA bu kısım bitsin...

Bunlar 10 maç 15 maç idare edebilecek mevcut olan ve bedava olan adamlar.

Ben Tillah'ım ve sana garanti ediyorum, bunları kimse istemeyecek ama para ile alacakları adamların HEPSİ bundan iyi olmayacak.

Döngüyü bilirim çünkü...Sen dua et hikayesi hani.

İşte bu noktada sezonun İLK büyük HATASI gerçekleşti ve Tamer Kıran'a komplo kuruldu.

Tamer Kıran delikanlılık yaptı ve gitti.

Başkan bırakmayacaktı.

Ne yapıp edip Tamer Kıran'ı bırakmayacaktı.

Ekipte sahip olduğumuz -her açıdan - en iyi ASSET oydu.

Devam edeceğim...

RÜZGAR SAĞNAK