YETMEZ AMA HAYIR ! (6)

14.05.2014 16:03

İlk devrenin tam ortası, yani 7. hafta sonunda GS'ye mağlup olmamıza rağmen 5 puan önündeyiz.

Terim gitmiş, adamlar 3 kulvar oynayacaklar ve her yönden çok sorunlular.

Ta işi oralarda kırıp bitirme imkanı var, ancak onlar puan kaybettikçe biz de kaybediyoruz.

Fernandes meselesi kanarken takım tepe aşağı düşüşte, Sivas-Kasımpaşa-Gençler, 17. hafta önümüze geçiyorlar.

Bize 1-2 adam lazım burası net; Toivonnen diye şapkadan tavşan bir isim var.

Santrafor oynar, 10 numara oynar, kanat oynar, Atiba'nın takım arkadaşı, aman koş gel burası çok güzel referansı almış.

Bu Almeida'nın durumu belli değil,güven olmaz, Fernandes zaten malum, Holosko sakat, her türlü bu adama ihtiyacımız var dedik.

Gelin bir bunu alalım bir box-to-box alalım saha içi matematiğimiz düzelsin istedik.

Net olarak yazıyorum, Önder Özen de bunu destekledi.

Toivonnen ile görüştü anlaştı, Jones işini pişirdi.

Fakat Biliç itiraz etti, öncelikle Toivonnen'in aradığı adam olmadığını, box-to-box'a HİÇ ihtiyacı olmadığını ve tek ihtiyacının 1 stoper olduğunu belirtti.

Antalya'da Terim ile görüştüğünü ve DANY' nin alınması gerektiği yolunda diretti.

Özen Dany işine ancak Jones'un alınmasına onay vermesi koşuluyla razı geleceğini söyleyip adeta pazarlıkla Jones'u yaptı.

Bakın kardeşlerim, Dany'nin durumu ortada, HİÇ ihtiyacım yok dediği box-to-box Jones ise sakat olmadığı HER MAÇTA oynadı.

Toivonnen'in gittiği yerdeki performansını zaten biliyorsunuz.

Defalarca ikinci olacağımız kırılma maçları kazanılamadı.

Ama nihayetinde öne geçtik.

Eneramo'nun 90+'da bize gol atmaya CÜRRET etmiş olması inanılmaz bir YÖNETİM zaafiyetidir.

Konya maçında faul olduğu an o sahaya girmemek, maçı babalamamak, büyük KENAR YÖNETİMİ zafiyetleridir.

Necip'i sahaya alma yanlışına girmiyorum bile.

Bu iş daha oralarda HERŞEYE RAĞMEN bitmişti, bitebilirdi.

Ama affedemediğim şudur, GS evinde KASIMPAŞA'dan 4 yemiş, 2 puan ve oynanmamış 1 maç ÖNDESİN

FB şampiyonluğu nerdeyse garantilemiş, 5 adamın ceza sınırında ve haftaya Sivas deplasmanındasın.

Tek yapman gereken şeyler ; KART GÖRME, SAKATLANMA, YENİLME, EVİNE GİT UYU ve Sivas maçına hazırlan.

Bu kadar...

3 ay sonra ŞAMPİYONLAR LİGİ bayrağı yeni statında sallanırken, 60 milyon TL gelir alacaklılarını mutlu etsin.

Stat, para, itibar ve takip edecek transfer avantajı HERŞEY.

Yok aga.

Yok...

5 cezalı, 1 sakat, 1 kurşun ile o geceyi geçiriyorsun.

Hoca nerde? SD nerde? Yönetim nerde?

Bu ne?

Diego Ribas gelse ne olacak?

Sen sehpanın önünde vazoyu koyarken düşüp kırabildikten sonra, oyuncu alsan ne olur, almasan ne olur?

Stat açsan ne olur, açmasan ne olur?

Bu zihniyet ve organizasyon devam ettiği müddetçe Beşiktaş'ın SPORTİF BAŞARI yakalaması hayaldir.

Çünkü sorun takım veya oyuncu kalitesinden ziyade, kimlerin alınmak istenip, istenmemesi ve alınanların her türlü yönetilmesi sorunudur.

Mevcut futbol yönetiminin toplamı 360 derece bir bakış açısına yaklaşmaktan bile uzaktır.

Yarışan ve KAZANAN bir bilgi ve tecrübe birikimi malesef bu ekipte yoktur ve kısa vadede olması "bilimsel olarak"mümkün değildir.

Değişiklik elzemdir.

Kim? Neden? Nasıl? konusunu sonraki yazımda belirteceğim, ama önceliğin bir SEÇİM ile Başkan'ın hem ekibini düzenleyip, güven tazeleyip, ya bilgili ya paralı isimleri ekibe katmak olduğunu belirtmeliyim.

Mevcut ekiple yapılacak YATIRIMLARIN adresi bellidir : ÇÖP!

RÜZGAR SAĞNAK