Blog

ÖNDER ÖZEN KARAR VERSİN...

02.01.2014 14:18

Önder Özen bir isim sadece, onun üzerinden aslında bir "zihniyeti" tartışıyoruz.

Soru basit, genel transfer çizgisini sürekli değişen yöneticiler ve teknik direktörler mi çizecek, yoksa HANCI olarak tayin ettiğimiz insan mı?

Beğenirsin , beğenmezsin. Elbette Önder Özen de bu işi ilk defa yapıyor ve 1 sezon "bilmediği" kısımları öğrenecek.

Bu yola çıktıysak şayet, 1 kişiye sabredeceksem, Önder Özen'e sabrederim.

HATALARI VE SEVAPLARI

Ömer Şişmanoğlu ve Gökhan Töre kararları -yerli konjontürü içinde- son derece doğru kararlardı.

Pedro Franco kararı ise "oyuncu" olarak gayet iyi fakat "oynayacak yeri olmaması" açısından ve önceliği olmaması sebebiyle sallandı.

Hoca buldu, kaleci antrenörü buldu, teknik ekibe takviye yaptı, daha ne olsun?

Kendi yüzde yüz inisyatifi ile yaptığı işler "ilk sezona" göre çizgi üzerinde.

YUMRUĞU MASAYA VURMAK

Hilbert'in kulüple yaşadığı husumette büyük resmi göremeyip Başkan'dan yana tavır aldı.

Ha keza Sezer transferini kendi istememesine rağmen yine Başkan inisyatifine boyun eğdi.

Eneramo transferini istememesine rağmen bu sefer "ayıp olmasın" diye Biliç'e destek oldu.

Frei'ı başta istiyordu, ama sonra gerek kalmadığını bilmesine rağmen alınmasına "artık gerek yok" diyemedi.

Holebas'ı çok istiyordu, para yok "ağlamasına" aynı bizim gibi kandı ve son dakika Frei golüyle yine "çırak" çıktı.

KAYBEDECEK NEYİ VAR?

Yöneticiler reklamı yapar gider, hocalar ise en kötü ihtimal ile kontratlarını tahsil edip 12-13 milyon TL'leri cebe koyup gider.

Önder Özen yeni kur üzerinden 13 bin EURO maaş karşılığı kellesini bu işe koymuş bir insan, valla yazık!!

Şayet dediğini yapmıyorlarsa bıraksın bildikleri gibi yapsınlar.

Kendi sevapları başkalarının günahlarına karışıyor.

I DID IT MY WAY...

Benim için aslında Önder Özen'in en büyük hatası, pozisyonunun "anlamını" tam idrak edememesi.

SD yönetim ve hocaya, yani ikisine birden MESAFELİ olmak zorunda.

SD, Hocaya teslim oldum diyemez, çünkü zamanı gelince onu kovacak makam o'dur.

SD, Yönetime de eyvallahı olmaz, çünkü ilk sıkışıklıkta onu kovacak makam o'dur.

SD top çizgiyi geçtiği müddetçe arkasını SADECE ve SADECE TARAFTARA (camia-kamuoyu) yaslayabilecek bir makamdır.

SD kafadan içerde ANTİPATİK olacağını kabul etmeli ve sadece BAŞARI gücü ile dışarda KAHRAMAN olmak için çalışmalıdır.

BAŞARI SD için tek çıkar yoldur.

Onun için ölecekse bile kendi kararları ve inandığın şeyler adına ölmelidir.

Frank Sinatra abimizin meşhur şarkısı çok önemli bir hayat dersidir, iyisi ile kötüsüyle, geriye dönüp baktığında, keşke şunun dediği, bunun yaptığına eyvallah demeseydim, KENDİ kararlarım yüzünden bunlar başıma gelseydi demelidir her insan.

 

 

 

 

 

TATİL VE İCRAAT ZAMANI...

27.12.2013 14:39

Bakış açısı olarak lig tabela "sıralaması" beni hiç ilgilendirmez, İtalyan usulü bakarım.

Maç başı 2+ puan ve 2+ gol "Büyük Takım" demektir.

Misal 17 maç 35 puan ve 35 gol.

Başardıysan TÜM DEĞERLENDİRME başarmış bir ekip olarak yapılır.

Eksik ,gedik, araştırılır...

Başaramadıysan, tüm değerlendirme EKSİKLİK üzerine yapılır.

Olan mevcut isimler tartışılır.

Başkan, yönetim, hoca, direktör, oyuncular dahil...

Bu kadar bıçak sırtı, tuhaf ve acımasız bir sektördür bu işte, kural bu...

Şimdi önünde GB maçı ve KP maçı tekrarı konuları duruyor, 35 puan mümkün mü? Evet, 35 gol mümkün mü? Evet.

Başarırsan herşey çok iyi.

Bildiğin gibi yönetmeye, karar vermeye, oynamaya, almaya ve satmaya devam edebilirsin.

Alkış...

Yok 29 puan ve 30 golde kaldın.

Herşey çok kötü.

Artık bu işleri bildiğin gibi devam etme yönünde "etik iradeni" kaybetmişsin demektir.

Çare var!

Bu camianın 110 yıllık bir derinliği, bilgisi, görgüsü, tecrübesi var.

Seven, karşılıksız gönül vermiş bireyleri, neferleri var.

Herşey açık ve biliniyor, herkes Beşiktaş'ın iyiliğini istiyor.

Konuşulanlar, tartışılanlar, fikirler, daha iyi fikirler ve çok daha iyi fikirler ortada.

Bizden buraya kadar.

Benim için tatil , sizin için icraat zamanı...

RÜZGAR SAĞNAK

 

TÜP PATLAMASI!!

26.12.2013 13:38

Oda ısısı belirli bir seviyenin üzerine çıktığında tüp içine sıkıştırılmış gaz genleşerek iç basıncı arttırır.

Gazı muhafaza eden metal tüp bu basınca mukavemet gösteremeyince patlar.

Sıkışan basıncın büyük bir şiddetle dışarı çıktığı bu durumda  tüpün dağılan metal parçaları adeta parça tesirli bomba tahribatı yaratır.

Oda içerisinin ısısını sürekli olarak attığı odunlarla arttıran Galatasaray,

3 Temmuz'dan beri alev alev yanan Trabzonspor.

Geçen hafta onbinler ile adalet ateşini yakan Beşiktaş ,

Üzerine Yargıtay dosyasını tutuşturacak Fenerbahçe eklenince.

Hazır Spor Bakanı değişmişken.

Bu oda sıcaklığını kaldıracak tüp var mı bilemem?

Sipere yatın, Gençlerbirliği maçını alıp, hepiniz evinize kaçın derim.

Maazallah, tüp patlamasında kime ne olacağı belli olmaz...

 

RÜZGAR SAĞNAK

NECİP NEDEN OLMAZ?

23.12.2013 13:05

Gelişim sürecindeki genç oyuncular benim pek anladığım bir konu değildir, hatta hiç anlamam.

Ancak olmuş oyuncudan benden daha iyi anlayanına "henüz" rastlamadım.

Bu yüzden genç oyuncular için kısa bir formül geliştirdim : Önce 100 profesyonel maç yapsın, sonra duruma bakalım.

Kimi daha erken olur ama 100 profesyonel maç, bir oyuncuya tanınabilecek ADİL miktarda şans adedidir.

Necip Uysal geçen haftalarda Beşiktaş'ta oynadığı 100. maçına çıktı.

Hepimizin altyapıdan, iyi fizikli , yakışıklı, efendi diye çok beğendiği bir profil Necip, hep ona olumlu niyetlerle baktık.

Ancak profesyonel futbol acımasız bir sektör , bu yaklaşım çok duygusal ve zarar veriyor.

NEDEN OLMUYOR?

Necip'in fiziği son derece iyi olmasına rağmen FİZYONOMİSİ futbola uygun değil, omuzları geniş, vücudu kıvrak değil.

Bileşik hareketleri yapabilecek hiçbir motorik özelliği yok.

Dışarıdan bakınca topla kavga eden bir oyuncu görüyorsun, bu seviyede kabul edilebilir bir durum değil.

Ağır ve tek hamleli, kasası ağır..

Tek hamlede kalıyor ve ikinci hamleye asla evrilemiyor.

Çalım atamıyor, şut atamıyor, büyük saha görüşü sıfır.

Nadir yan toplarda kafa ile gol yapmışlığı vardır, o kadar.

Üçgenler sıkışınca ilk o hata yapar, asla oyunu açamaz, hep geri ve yana oynar.

Hıncal Uluç stili yapıp getirin maç kasetlerini size tek tek göstereyim demek istemiyorum, ama artık bir yere kadar.

Çok sayıda hata yapıyor, inanılmaz hatalar yapıyor, gereksiz hatalar yapıyor.

Çok hata yapıyor hiç ilave katkısı olmuyor, FB maçında yaptığı hatayı ligde yapacak oyuncu olmayabilir.

Evet, belki fiziki sağlamlığı ve iş ahlakından ötürü geniş kadroda düşük bir maaşla bir pozisyon hak ediyor Necip.

Ediyor ama her nedense dönüp dolaşıp en önemli maçlarda Necip sahada oluyor ve Beşiktaş'ın işi olmuyor.

Olması mümkün değildir, Necip gelişimini tamamlamıştır ve üst noktası budur.

Bu nokta Beşiktaş'ın seviyesi değildir.

Necip'in Süperlig'de seveni çoktur, hazır benim yazdıklarım yayılmadan satılmasını tavsiye ederim

 

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

MAMİ NASIL OLUR?

19.12.2013 16:30

Futbol Mundial isimli güzel bir TV programı vardır hani.

Brezilya'da altyapı scoutları ile bir bölümleri vardı, meşhur oyuncu seçiçi eski bir hoca şu güzel yorumu yapmıştı.

"İşimiz eskiden çok kolaydı, sadece yetenekli çocuklar arıyorduk. Şimdi bizden her pozisyon için belirlenmiş "fiziki" kriterleri taşıyan yetenekli çocuklar bulmamızı istiyorlar. Bu kriterleri tutturamıyorsan seçilmek için ancak "Maradona" olman gerekiyor. Artık işimiz çok zor."

Bu noktadan itibaren tartışmaya başlarsak zaten bizim MAMİ'nin büyük takımda oynaması için Maradona olması gerekirdi.

Küçük yaşlarında , yaşıtları arasında Maradona gibi gözüktüğü için zaten bu yazının konusu olarak tartışıyoruz.

MARADONA KRİTERİNİ YAZAYIM

Şimdi hayali imajdan ziyade, somut olarak mami -bu fiziğiyle- nasıl olsa olabilirdi ? Onu yazayım...

1- Tüm savunma setinin gereklerini eksiksiz yerine getirirse ( getirmiyor ama bu kısım halledilebilir)

2- Hücum setinin üçgenlerini sorunsuz kurabilirse (kurabiliyor)

3- Oyun vizyonu ile ileriye doğru ara pasları, kanat değiştirme paslarını atabilirse ( ara pasları atabiliyor, kanat değiştiremiyor)

4- Ve Schalke hazırlık maçında 30 metreden attığı golü bir sezonda en az 5 defa atabilirse ( atamadı)

5- Frikikten 3 gol atıp ara pas ile 5 asist yapabilirse (yapamadı)

Mami Türkiye için bu kritere uyardı.

Bunları yazmamın sebebi şudur, zaten hız, çalım, penetrasyon, sağa ve sola gidebilmek gibi şeyleri YAPAMADIĞI GARANTİ.

Kafa atamadığı garanti.

Bu yüzden yapabildiği şeyleri sadece ne sıklıkta zaten hali hazırda yapmış olması gerektiğini yazdım.

Biz sadece maçları izleyebiliyoruz, nereden baksan 200 tane A takımla idman maçı yapmıştır, orada yapıyor mu bilemem?

Ama bir çok oyuncu idmanda yaptığını seyirci önünde yapamaz, bu da ayrı bir gerçektir.

Hem de bazıları kariyeri boyunca hiç yapamaz.

Ayrıca genel bilgi olarak kafa kağıdında yazdığından 2 yaş daha büyük olduğu söylenir, ben bilmiyorum ama bu da bir kriter neticede.

SONUÇ

Mami'nin ACİL olarak düzenli oynayabileceği, bir kulübe ve lige kiralanıp gelişimini teşvik etmek lazımdır.

Beşiktaş'ta Maradona olmadan kalmasının hem imajına hem gelişimine katkısı olmaz.

İlk aşamada düzenli maç yapmalı.

 

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

DEMOKRATİK KAOS

17.12.2013 16:28

Beşiktaş'ın üzerine oynanan oyunlar var.

İçeriden ve dışarıdan var.

Evet doğru, peki nedir bu "OYUN" kardeşim açıklayında bilelim deniyor ya, açıklıyorum : DEMOKRATİK KAOS

Bir kulüpsün ve elbette bir kulüp olarak bir şehirde yaşıyorsun, o şehrin bağlı olduğu bir ülkedesin.

Hepsi içiçe, olanlar bitenler ortada, size kısa bir liste yapacağım kulüpten başlayıp ülkeye kadar.

Yönetim var, muhalefet var...Doğal!

Yönetim içerisinde çekişmeler var...Doğal!

Yönetimin iş verdikleri ile vermedikleri var...Doğal!

Şahsi husumetler var...Doğal!

Stat inşaatı rantından faydalananlar var faydalanamayanlar var...Doğal!

Solcular var sağcılar var...Doğal!

Geziciler var Hükümetçiler var...Doğal!

Para var, parasızlık var...Doğal!

Bence böyle daha iyi olurdu, sen böyle yaptın mutsuzluğunda samimi kesimler var..Doğal!

Tabelacılar var, Yumruğu masaya vurmacılar var, altyapıcılar var, manavlar var...Doğal!

Seçimler var, reklamcılar var, akbabalar var, şahinler var güvercinler var..Doğal!

Tetikçiler, soytarılar, kaostan beslenenler var...Doğal!

Rekabet var, yarış var, FB var, GS var, her puana para var...Doğal!

Herşey doğal ve Yönetim olarak yapmak istediğin herşeyin ucu bir yere bağlanıyor ve farklı sebeplerden daha büyük bir muhalefet birikiyor.

Bazen farklı muhalefetler birbirinden bağımsız olarak aynı MEMNUNİYETSİZLİK ortak kümesinde birleşiyor.

Üzerine akçeli HATALAR yapınca, bir anda her taraftan Beşiktaş üzerine oyunlar oynanmaya başlıyor.

Her biri başka maksatlı küçük oyunların TOPLAMININ adıdır bu...

Hele bu sosyal iletişimin patlamasıyla anında her köşeye sirayet ediyor.

Bunların hepsi doğal ama burda olmayan tek şey var.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü ve bu armanın temsil ettiği misyon ile yaşamasını üst düzeyde sürdürmesi.

Demokratik BAŞKAN veya YÖNETİM olmak çok zordur, Demokratik Kaos çok büyük ve kötü bir enerjidir.

Hem kulüp hem ülke tarihinde başarılı olmuş yönetim modeli tektir.

BAŞARILI KRAL

Tartışarak bir yere varılmaz, yapacaksın, top çizgiyi geçecek, tabela yazacak.

Dostluğun fayda, düşmanlığın zarar getirecek.

Bunu herkes bilecek, fenalığını istemeye kimse cürret edemeyecek.

Beşiktaş Başkanlığı makamının "güçlendirilmesi" gerekiyor.

Temel yanılgı bu güçlendirmenin hep "İSİM" ile yapılacağı...

O şeklin bize uymadığı YD modelinde anlaşılmıştır.

Misal o şekil komşu karşı yakaya uymaktadır, BİZE uymamaktadır.

Güçlü cumhuriyetçi geleneğimiz, KRAL modeli kaldırmamaktadır

Bizim neslimiz Seba gibi cumhuriyet modeli "Tek Adam" yaratarak bu işi çözmüştür.

Yoksa demokratik kaos geleni yollar, gideni aratır durur.

Demokrarik kaos herşeyden güçlüdür.

 

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

 

 

ÇAVUŞEVSKU MEZARINDAN ÇIKSA...

16.12.2013 13:40

43 yıllık hayat serüvenimde 3 yıl - hemde devrimin hemen sonrasında - Romanya'da yaşadım.

Romence bilirim, o derece söyleyeyim.

1991 yılında Romanya'da büyük şehirlerde metro vardı, hepsinde tramvay vardı, tüm şehirler arasında tren ve uçak bağlantısı vardı, yerli Romen arabası, jipi, traktörü, dozeri, greyderi,kamyonu, hatta sıkı durun Romen malı jet uçakları vardı.

Olimpiyat şampiyonu sporcuları, dünya çapında tenisçileri, müzisyenleri, yazarları, filozofları,bilim adamları, Şampiyon Kulüpler finali oynayan takımları vardı.

Yaşadığım 3 yıl boyunca bırak bir terör olayına, yumruklu kavgaya şahitlik etmedim.

Bir gün bir cinayet işlendi, yer yerinden oynadı.

Meşhur bir gece kulübünün "yabancı" patronununun, kendi milletiyle hesaplaşma meselesi çıktı.

10 yıl önce başka bir dünya çapında Romen spor adamı, Türk spor kamuoyuna yalvardı: Yapmayın, etmeyin, Çavuşevsku Romanyasına dönmeyin.!!

Valla çok ayıp etti, billa çok ayıp etti.

Çavuşevsku bugün mezarından çıkıp o meşhur toprağına : Hasstirr lan, kurban ol sen o Çavuşevskunun Romanyasına, dese haklıdır.

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

FERNANDES SONRASI...

12.12.2013 17:12

Beşiktaş takımının ideal orta saha düzeninin Fernandes (10) Oğuzhan (8) Atiba (6) dizilimi olduğu konusunda çoğu kişi hem fikir.

Geçen 14 haftada kaç hafta sahaya böyle çıkıldı? 4 mü ? 5 mi?

Mecburiyetten elbette, sol bek yok Atiba, sağ bek yok Atiba, Oğuzhan cezalı Fernandes sakat derken bu kadar olabildi.

Allahtan Veli gibi Türkiye'nin en iyi 11.5 'uncu oyuncusu ile kazasız belasız bu haftaya kadar geldik.

Fernandes konusu futbol dışına çıktı artık, aynen Q7 gibi ticari bir mesele haline evrildi.

Mevcut kontratını beğenmiyor ve daha fazlasını istiyor, öbür taraftan biz kendisini beğenip uzatmalı mıyız sorusu var.

Kesin olan tek şey var iki alternatif kaldı YA UZATACAK ya biz orta sahaya YENİ ADAM ALACAĞIZ.

Uzatmadan artık bu adama güvenip ikinci devreyi oynayamayız, güvenilir alternatifi olması lazım.

İşine gelir piyasa yapmak için güzel performans göstereceği maçlar oynamak isterse, hoca ikna idmanda olursa kaldığı sürede destek olabilir elbette.

YENİ DÜZEN NASIL OLABİLİR?

Gönül isterki 10 numara tabir edilen yere Fernandes'ten çok daha iyi bir adam bulup onun yerine koyalım.

Ancak Beşiktaş'ın mali ve sosyal statüsü buna müsait değil.

Ne paran var ne CL gibi vitrindeki takımsın, o tip adamlar ya büyük para ya itibar peşinde olur, seninle işi olmaz.

Elinde Oğuzhan gibi bir adam varsa zaten hiç gerek yok.

Oğuzhan öndeki işleri zaten mükemmel yapıyor, onunla ilgili sıkıntı nerde?

Çocuk sürekli git gel yapınca maçın ilerleyen dakikalarında tükeniyor.

Tamam yapmasın işte, ön tarafta 10 numara takılsın biz arkasına Atiba gibi bir adam daha koyalım.

Fakat Atiba'dan bir farkı olması lazım, çalım, ara pas , penetrasyon işlerini Oğuzhan, Olcay, Töre yapar zaten.

Fernandes olmayınca eksik bir şey kalacak : ÖLÜ TOP, zaten bütün olayı bu.

Ve zaten şut çeken, frikik atan oyuncumuz yok.

Özetle Atiba gibi koşan ve üzerine şut çekebilen veya frikik atıp ,ölü top kullanabilen bir oyuncu bizim işimizi kesinlikle çözer.

Ya şut çeken Atiba, ya frikik atan Atiba, ya ölü top atan Atiba, keşke üçü birden olsa ama ikisi bile yeter.

BU YAZININ ANA FİKRİ

Önce Oğuzhan'ı 10 numaraya terfi etmeliyiz.

Sonra 8 veya 6 numaraya son derece ÜST DÜZEY ve koşa koşa gelecek, asıl önemlisi bizim de parasını verebileceğimiz oyuncu bulabiliriz.

Aynı Atiba tarzında.

Veli zaten aslan gibi, Sezer'de belki ucundan tutarsa 17 maçı en üst seviyede çözeriz.

Daha iyi bir şekli ancak CL seviyesine yükselerek veya büyük parayla yapabiliriz.

Yani şimdi değil...

 

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

 

 

 

 

ÇÖZÜM KOLAY : OĞUZHAN

10.12.2013 15:13

Moralinizi bozmak istemiyorum ama galiba 3 Temmuz akabinde foyası çıkan durumumuzun idrakinde değilsiniz.

İFLAS ETTİK!...Alman Kulübü olsak üçüncü kümeye düşürürlerdi.

Kulüp tarihinde Galatasaray'ın Polat dönemini yaşıyoruz, Beşincilik- Üçüncülük - Sekizincilik ve Elanoooo Keitaaaa

Adamlar dededen kalma şehir içindeki evi mütaahite okutup Çekmeköy'e taşınan mirasyedi çocuk formülüyle sıyırdı.

Biz bunu yapamazdık, geçmişimizi satıp geleceğe uzanamazdık, bir karar aldık, dedenin evini baştan ve yerinde yapıyoruz.

Al sana iflas üzerine yeni bir masraf.

Ne olacaktı başka? Geleceğimizi kendimizi sömürerek kurmaya karar verdik ve böyle olacak.

Yeni nesile en azından bunu borçluyuz...

Temel hedefimiz bu dönemi BÜYÜKLÜĞÜMÜZE yakışır şekilde öyle beşinci, sekizinci, culio,stancu,zapata durumlarına düşmeden, en klas ve en başarılı şekilde, çalışarak, puan ve para kazanarak, eğlenerek, gülerek atlatmak.

Şayet 3 Temmuzu başlangıç noktası alırsak, umduğumundan çok daha güzel, iyi ve başarılı gidiyoruz.

Geçen sezonu -bilinen yanlışa rağmen- CL seviyesinden 2 puancık farkla bitirdik, bu sene puan baremimiz daha bile artacak gibi gözüküyor.

OCAK TRANSFERİ ÇÖZER

Mevcut kadro sıkıntılarının 2 temel sebebi var, birincisi aslında en önemlisi : KONTENJAN DAYATMASI

Elbette kural nedeniyle bazı YERLİ adamlara haddinden fazla para verildi veya kadroya dahil edilmesi zorunlu oldu.

Bunda kimsenin suçu yok, hatta olabilecek alternatifler arasından nispeten en iyileri seçildi.

Aynı dertten GS muzdarip olmasa lig başına göre aynı konumda olmazdık, demek çok yanlış işler yapılmamış.

İkincisi ise SCOUT ve MÜHENDİSLİK hataları, işte bu kısım eleştirilebilir.

Bazı oyuncular yanlış (scout) bazı oyuncular iyi ama oynayacağı yer yok, bu yüzden yanlış (mühendislik)

FREE MARKET EŞELEMESİ

Sadece bu sezon değil biz daha en az 3-4 sezon bonservis bedeli olmayan piyasayı GÜZEL eşelemeliyiz.

Maaş bordrosunu şişirmemeliyiz, hemen yollayıp, hemen alıp, hızlı hızlı, esnek yapıda çalışmalıyız, başarabiliriz.

Oynamayan adamları hemen maaşından maksimum yırtacak şekilde yollayarak işe başlayalım.

Süzen-Boral-Eneramo'dan başla, Mami-Frei-Pedro düzenli oynayacakları güzel takımlara gidip gelişsin. Yoksa körelecek.

Denthinho zaten gidiyor, istiyorsa Escude'ye sor belki o da gider.

Fernandes Ocak'ta 1-2 milyon getirsin gitsin.

2 milyon ve üzeri nakit para varsa Pektemek satılabilir.

Almeida'yı uzat, takımı Oğuzhan'ın üzerine kur.

1 tane free marketten box-to-box üst düzey oyuncu al.

1 tane free marketten üst düzey stoper al.

Almeida uzatmıyorsa 1 tanede üst düzey santrafor.

Hepsi kim, nedir, kaç para belli. Konuşuldu anlaşıldı, biliniyor zaten.

5 kuruş fazla para vermeden bu işi bitirmek bu formülle gayet mümkün.

Beton-Demir-çimento yönetimi en azından bu hesabı net olarak anlayacaktır.

Lig konumumuz zaten çok iyi, aynen ikinci devre çekeriz kürekleri.

Tünelin ucunda ışık parlıyor...

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

 

 

30 KİŞİDEN 11 ÇIKMIYORSA...?

09.12.2013 13:40

İlk devrenin en kritik haftasına giriyoruz, 1 hafta içerisinde oynayacağımız Sivas ve Kasımpaşa maçları...

Öyle bir bıçak sırtı haftaki, 6 puan aldığın takdirde KULÜP hedefi olan CL katılımını devre bitmeden nerdeyse %100 garantiliyorsun.

Bu açıdan bakarsan şahane bir performans.

Yok başaramazsan, herşey sıfırdan başlıyor hatta tüm avantajını yitiriyorsun.

Bu açıdan bakarsan hayal kırıklığı.

KADRO PLANLAMASI YANLIŞLARI

İşte böyle kritik bir haftada kadro planlaması yanlışları ayyuka çıktı.

Nerdeyse 30 tane profesyonel oyuncuya üst düzey maaş veren koca bir kulüp BUCA' ya elendi.

Sivas maçına 30 oyuncudan çıkacak 11 sıkıntısı var.

Cezalar, sakatlıklar futbolun doğal olgularıdır. Zaten 11 kişi oynanan bir oyunda bu yüzden 30 oyuncu besliyorsun.

Bunu kısmetsizlik veya talihsizlik olarak yorumlamam imkansız.

Geniş kadro matematiği bozuk.

4 stoperin varken niye yatırımı beşincisine yaptın?

Uğur Boral kadronda ise Olcay'ın arkasına niye üçüncüsü Kerimi aldın?

Madem beğenmiyordun niye Toraman'ı ve Sezer'i tuttun?

Hadi kavga çıktı ceza verdin, niye bu kadar uzattın ve affetmedin?

Madem tek santraforla oynayacaktın -ve zaten Ömer'i almışsın-, niye Eneramo'da ısrar ettin?

ÖNÜMÜZE BAKALIM...

Umarım herşey gönlümüzce olur ve futbol tanrıları bu hafta bizi affeder.

Bunları yazmamın sebebi şudur, bunu bilelim, hatamızı görelim ve bu hataları Ocak'ta düzeltelim.

Kulağamızın üzerine yatmayalım, halının altına süpürmeyelim.

Olmayan şeyleri var saymayalım, olan sorunları yok saymayalım.

Zararın neresinden dönsek kardır diye düşünelim, millet ne der diye takılmayalım.

Hataların yanlışlara dönüşmesini engelleyelim.

Bir çok hata var evet, hata futbolda olur evet, ama farkında değilsen düzeltemezsin.

Önce farkında olalım...

RÜZGAR SAĞNAK

 

 

 

<< 4 | 5 | 6 | 7 | 8 >>

Etiketler

Etiket listesi boş.