ÇARE SÜREYYA...

18.11.2013 14:35

Slaven Biliç'in BJK TV'de yer alan mülakatını büyük bir keyifle izledim.

Her yönüyle kültürlü, bilgili, felsefesi ve geometrisi sağlam ve ayrıca camia kimyasına cuk oturan bir karakter.

Ancak tırmanması gereken dağın adı "Süperlig", burda bu değerlerin pek hükmü yoktur.

Karabük ve Rize maçlarını rakip kale önünde domine etmiyorduk ve bu yüzden çift forvete dönmeyi riskli buldum tarzında bir söylemi dikkatimi çekti misal, akıllı ve mantıklı her insan için çok makul bir izahattı.

Ancak Süperlig'in pek o yönde bir mantığı yoktur, Süperlig risk sever, kumar sever.

İki beraberlik 2 puan yazar, 1 mağlubiyet 1 galibiyet ise 3.

HER DAĞIN AYRI BİR REHBERİ VARDIR

Diyelim Nasuh Mahruki gibi dünyanın değişik dağlarına tırmanan bir adamsın. 

Everest dünyanın zirvesidir, o bile tırmanırken yanına o dağın rehberini alır.

Everest dünyanın zirvesi olsa bile orayı tırmanmış olman Ağrı Dağı'na tırmanabilirsin manası taşımaz.

Ağrı Dağı'na tırmanmak için yine o dağın bir rehberini alırsın.

Süperlig'de şampiyon olmayı bilmek diye bir rehberlik konusu vardır.

Biliç'in var mı? Yok...

Önder Özen'in var mı? Yok...

Başkan ve ya yönetimin var mı? Yok...

Benim neslim taraftar çok iyi bilirdi, yeni nesil taraftarda var mı? Yok...

Ekipte Süperlig'de şampiyon olmayı bilen 2 adam kaldı, Sivok ve Süreyya.

Tüm camia ve başta Biliç biraz onlara kulak versin.

Bu lig mantıktan çok mantıksızlık üzerine işler.

Cesur ve izansız hamleleri ödüllendirir, aklın değil, yüreğin sesini dinler.

Birinci ile ikinci arasındaki fark bu parantezde şekillenir.

RÜZGAR SAĞNAK